AŞIK ALİ YETİMİ
Aşık Ali Yetimi
Âşıklığa olan merakı; çocukluk yıllarında Aladağ Yetimli Köyünde başladı. İlk saz ustası ve daha sonraki ustaları; Kısa sapta Cemil Şençalar Basında yer alan eserleri; Türkiye Gazetesi, Ortadoğu GazetesiGörsel basında yer alan eserleri; TRT, TGRT, STV, Kanal 7 ve Bölgesel TV. lerdeYayımlanmış kitapları; Yoktur. Piyasada mevcut Kaset ve CD'leri; Yoktur. Bestelenmiş/Okunmuş eserleri; YokturAlmış olduğu ödül, Şilt, Plaket; Ç.Ü. Bahar Şenlikleri ve muhtelif etkinliklerden 8 adetKatıldığı Radyo programları; Radyo Sancak, Yıldız FM. 1966 yılında Adana ili, Aladağ ilçesi, Yetimli köyünde doğan Ali Yetimi, 3 yaşlarında iken annesini kaybeder. Doğduğu köyü, soy ismini ve yetim kaldığını göz önünde bulundurarak milyonda bir görülen böylesine enteresan bir mahlas kararını verir ve "Yetimi" olarak hayatın sayfalarına nakşeder mahlası Ali Yetimi.
İlkokulu yetimli köyünde, ortaokulu Aladağ'da, Liseyi de Açık öğretim Lisesi'ne devam ederek bitirir.1985 yılında evlenen Yetimi, İzmir/Menemen'de acemi birliği ile başlayan askerlik serüvenini Kırklareli'nde bitirerek vatani görevini tamamlar. 1990 yılında Zonguldak/Devrek'e seferi görev emri ile çağırılır ve o görevini de başarıyla ifa eder.Âşıklığa olan merakı çocukluk yıllarında başlayan Yetimi, zaman zaman saz ustalarıyla bir araya gelerek onlardan aldığını dağarcığında toplayarak bu günlere dek ustalığını taşır. Adana/Sofulu Beldesi, Sofulu Sağlık Ocağı'ndaki memuriyetinin yanı sıra kurmuş olduğu saz atölyesinde de saz imalatını sürdüren Yetimi, yine Sofulu beldesi'ndeki mülk evinde ikamet ederek eşi ve dört çocuğuyla birlikte yaşam mücadelesini sürdürmeye azimle çabalar.
ESERLERİNDEN BAZILARI
GÜZEL
Ne etimde benden öte kaçarsın
Kaşı keman gözü karalı güzel.
Dertli yüreğime yara açarsın
Bu mudur aşkının kuralı güzel.
Aşkın içerime sarvan kuruyor
Kalbim davul olmuş güm güm vuruyor
Güzelliğe nişan olmuş duruyor
Yüzündeki benler sıralı güzel.
Yetimi'li sarınca deli gibiyim
Mısır ellerinin çölü gibiyim
Sanki yaşamayan ölü gibiyim
Sana bu gönlümü vereli güzel.
SEVDİĞİM
Ölüm olsaydı hiç gam etmezdin
Ayrılığa plan ettin sevdiğim.
Gece uykusuna hasret gözlerim
Yatağımı yılan ettin sevdiğim
Bu nasıl dert imiş aklım ermiyor
Azdı yaralarım aman vermiyor
Sana intizara dilim varmıyor
Hayatımı talan ettin sevdiğim.
Ali Yetimi'ye bu ceza niye
Gam ile kederi verdin hediye
Yeminler ederdin ayrılmam diye
Kavlimizi yalan ettin sevdiğim.
EL ALIR GİDER
Yiğit sevdiğine gitmek istese
Dost bağından dosta gül alır gider.
Aşkın getirdiği ah-ı figanı
Gönül saza döker tel alır gider.
Güzel olan şeyler gider hoşuna
Yaşayıp gör neler gelir başına
Saçını tarama boşu boşuna
Eser deli deli yel alır gider.
Ağaçta güzeldir ağacın dalı
İncitirsen kurur olur bir çalı
Yetimi böyledir dünyanın halı
Seversin güzeli el alır gider.
BU ZAMAN
Ahir mi geldi de evlat ataya
Çattığı devirdir işte bu zaman..
Öz kardeş kardeşe boş yere kurşun
Attığı devirdir işte bu zaman.
Uymaz isen çağa yalınız kalın
Şekli değişti hep saçın sakalın
Aslan yatağında uyuz çakalın
Yattığı devirdir işte bu zaman..
Kimsenin tutmuyor içi dışını
Bin bir çeşit derde salar başını
Güvenme, arkadaş arkadaşını
Sattığı devirdir işte bu zaman.
Bozulmuş düzenler perişan halimi
Suç olur doğruyu söylese dilim
Güçlünün zayıfa işkence zulüm
Ettiği devirdir işte bu zaman.
Kutsal vatanımız ata mirası
Sızılıyor yüreğimin yarası
Dolar karşısında Türk'ün Lirası
Battığı devirdir işte bu zaman.
Yetimi'yi derde salan kaygının
Kin almış yerini güzel duygunun
İnsanlık yolunda sevgi saygının
Bittiği devirdir işte bu zaman
DİLLER İÇİNDE
Gel doğruyu söyle doğruyu konuş
Ham kelam olmasın diller içinde.
Bilmediğin işi bilene danış
Doğruluk rehberdir yollar içinde.
Cahille oturup muhabbet etme
Dostunun sırrını yad ele satma
Nefsine aldanıp sözünü yutma
Kalırsın perişan haller içinde.
Yetimi gafletten aç gözlerini
Çevir Hâk eşiğe sür yüzlerini
Cayma ikrarından tut sözlerini
İtibarın olsun kullar içinde
YA KURTAR YA ÖLDÜR BENİ
Gül olsam da varsın yaksın
Yar aşkınla soldur beni..
Dumanım göklere çıksın
Yeller ile yeldir beni.
Her gün yolunu gözlerim
Adını anar sızlarım
Yıkıldım tutmaz dizlerim
Tut elimden kaldır beni.
Yaşanmıyor senden ayrı
Ayrılığın yoktur hayrı
Ağlattığın yeter gayrı
Gel birazda güldür beni.
Dert okudum derdi yazdım
Ah edip kendimi üzdüm
Yetimi'yim candan bezdim
Ya kurtar ya öldür beni.
ÖLMEZ ONLAR
Vatan bekler şehitlerim
Öldü sanma ölmez onlar.
Can veren mücahitlerim
Öldü sanma ölmez onlar.
Gözüm yaşlı buram buram
Elimde rehberim Kur'an
Vatan için canlar veren
Öldü sanma ölmez onlar.
Bu yerler şehit toprağı
Mezardır ovası dağı
Düşmana yutturur ağı
Öldü sanma ölmez onlar.
Yetimi'yim der derdimiz
Siperde gizli merdimiz
Maneviyatta ordumuz
Öldü sanma ölmez onlar.
SAKIN HA SAKIN
Sohbet eyle ama lafı uzatma
Manasız sözlerden sakın ha sakın.
Elin namusuna asla meyletme
Gelinden, kızlardan sakın ha sakın.
Suçu sende ara gelirse bela
Kötülükten fayda gelmez bir kula
Tatlı dil, güler yüz getirir yola
Gülmeyen yüzlerden sakın ha sakın.
Sabır sermayedir şükür hazine
Kula yardım edip vurma yüzüne
Atanın yolunda bağlan özüne
Bozulmuş izlerden sakın ha sakın.
Yetimi nefsini bir tanı hele
Dünya malı için hiç çekme çile
Komşuna beş dile sana üç dile
Doymayan gözlerden sakın ha sakın.
YARE NE DEYİM
Demeye ne gerek bakıp yüzümden
Halimden bilmeyen yare ne deyim.
Ateşlere koydun yandım özümden
Yüzüme gülmeyen yare ne deyim.
Görünmeyen sırdır yaram derinde
Merhemini bulmuş Ferhat Şirin'de
İkrar verip birde kavil yerinde
Bekletip gelmeyen yare ne deyim.
Kara günler neden geçmeyip uzar
Dost olan dostunu böyle mi üzer
Bana nispet için el ile gezer
Yanımda olmayan yare ne deyim.
Ali yetimi der; güzel övmeli
Seven sevdiğine boyun eğmeli
Kişi sözde değil özden sevmeli
Uğruna ölmeyen yare ne deyim.
NAZLI DİLBER
Bu garibe zalim sille
Atılır mı nazlı dilber.
Hançer olup yüreğime
Batırılır mı nazlı dilber
Bakışların gönül çalar
Beni dertten derde salar
Pişmiş aşa tavuk sular
Katılır mı nazlı dilber
Karış kuruş gördüm düşler
Gizli saklı vurdun taşlar
Seven yüze hilal kaşlar
Çatılır mı nazlı dilber.
Yetimi'yi koydun darda
Kırık gönlüm ahu zarda
Sen olmadan yataklarda
Yatılır mı nazlı dilber.
YOKLYUK BENDEN ÖTEDE DUR
Sen geldin neşemiz kaçtı
Yokluk benden ötede dur.
Dostlarım arayı açtı
Yokluk benden ötede dur.
Davetsiz mihman buyurdun
Ağayı, beyi kayırdın
Nazlı yarimden ayırdın
Yokluk benden ötede dur.
İtibarımı koymadın
Hatır gönül hiç saymadın
Ömrümü yedin doymadın
Yokluk benden ötede dur.
Yetimi'yi güldürmedin
Yere vurdun kaldırmadın
Süründürdün öldürmedin
Yokluk benden ötede dur.
DİLİMİZ BİZİM
Ta Orta Asya'dan gelişimiz var
Ak koyun, mor sığır malımız bizim.
Kendimizi böyle bilişimiz var
Öz Türkçe konuşur dilimiz bizim.
Türküler söyleyip halay çekerdik
Kara saban ile ekin ekerdik
Tuttuğumuz bilekleri bükerdik
O zaman güçlüydü kolumuz bizim.
Düğünden düğüne yarış olurdu
Ciritler atılır güreş olurdu
Bayramlar gelirdi barış olurdu
Nerde emmi, dayı elimiz bizim.
Yayıklar yayılır ayran içerdik
Ellik orak ile ekin biçerdik
Develerle yaylalara göçerdik
Dağlardan aşardı yolumuz bizim.
Harmanlar yapılır düven sürerdik
Şimşirden mil yapar çorap örerdik
Her savaşta biz zafere ererdik
Düşman bükemezdi belimiz bizim.
Örtülü anamız, bacımız vardı
Düşmana hırsımız öcümüz vardı
O günler imanda gücümüz vardı
Şimdi nice oldu halımız bizim.
Kılıç, kalkan, mızrak süslerdi yurdu
Anamın elleri kirmen dokurdu
Babam abdest almış Kur'an okurdu
"Medet Allah" derdi dilimiz bizim.
Yetimi'yim Ata'm görse bu hali
Nasıl vereceğiz ona suali
Ortaya serilmiş bunun meali
Gören gözden akar selimiz bizim
Not: Bu Eserler Telif Hakları Yasasınca Korunmaktadır Sahibinden İzinsiz Kullanılamaz.
ALINTIDIR:http://www.medyayenigun.com.tr/
